Sanat Temelli Psikolojik Danışmanlık Nedir?

Dışavurumcu sanat terapisi kuram, teori ve uygulamalarından beslenen; bu alanda eğitim alan bir ruh sağlığı uzmanı eşliğinde yürütülen bütüncül bir danışmanlık yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, beden, duygu ve zihin ilişkisini ve etkileşimini önemser. Bireyin özgün varoluş haline yaklaşmasını, zorlayıcı yaşam deneyimleriyle sanat aracılığıyla yeni bir ilişki kurarak farklı açılardan bakmasını ve bu süreçte içsel kaynaklarını keşfetmesini destekler.

Sanat, danışmanlık sürecinde yalnızca bir ifade biçimi değil; aynı zamanda dünya ile yeni bir ilişki kurma biçimi, kendini ve hayatı derinlemesine dinlemenin bir yoludur. Sanatla üretim süreci, kişinin olumlu düşlemlerini harekete geçirir, düşüncelerin yeniden düzenlenmesini, duyguların ifade edilmesini ve kişinin kendine dair daha derin bir farkındalık geliştirmesini sağlar.

Farklı sanat formlarının (resim, yazı, hareket, ses, müzik, kil vb.) araç olarak kullanıldığı bu süreçte amaç, bireyin yaşamla kurduğu ilişkiyi dönüştürmesi, duygusal dayanıklılığını güçlendirmesi ve yaşam kalitesini artırmasıdır.

Sanatın Ruh Sağlığı Alanında Kullanılması

Sanat, tarih boyunca insanların kendilerini ifade etmek, anlam yaratmak ve yaşam deneyimleriyle ilişki kurarak onları dönüştürmek için başvurduğu yaratıcı bir yol olmuştur. Her insanın özünde var olan hayal gücü ve yaratıcılık, günümüzde bireysel, çevresel veya sosyal faktörlerin etkisiyle zamanla bastırılabiliyor ya da kullanılmayabiliyor.

Dışavurumcu sanatın danışmanlık süreçlerine katılımıyla birey, yaratıcı doğasıyla tekrar temas ederek yaşadığı veya şahit olduğu durumlara farklı perspektiflerden bakabilme becerisi kazanır. Kişinin kendini sözel olmayan yaratıcı yollarla ifade edebileceği güvenli ve destekleyici bir alan açılır.

Sanat aracılığıyla kişi; renkler, imgeler, hareket, ses ya da şiir yoluyla duygu, düşünce ve beden duyumlarıyla temasa geçer ve kendisiyle özgün, anlamlı bir bağ kurar. Danışmanlık sürecinde sanat, kişinin biricik hayat deneyimlerine ses verme olanağı sunarken aynı zamanda öz-bilincin ve kendilik farkındalığının da doğmasına alan açar.

Bu noktada sanat, yalnızca bir ifade aracı değil; bir “Poiesis”, yani bir yaratım eylemidir.

Dışavurumcu Sanat Terapisi

Dışavurumcu sanat terapisi, sanat yoluyla kendimizi keşfetmemize, içsel deneyimimizi görünür kılmamıza ve bu deneyimlerden anlam yaratmamıza olanak sağlayan yaratıcı bir alan açar. Sanatın doğası gereği sunduğu keşif, oyun, deneme ve olasılık yaratma kapasitesi, kişinin hayatında yinelenen tema ve örüntülere “şimdi ve burada” yeniden şekil verme fırsatı sunar.

Bu yaklaşım, insanın bireysel varoluş halinin yanı sıra sosyal, kültürel, küresel ve evrensel bir bağ içinde yaşayan bir bütün olduğunu kabul eder ve bu bağı sanatla görünür kılar. Seanslarda ortaya çıkan her çizgi, hareket, ses veya kelime sadece kişisel bir hikâyeye değil, aynı zamanda ortak insan deneyimine de temas edebilir.

Sanat, bireyin içsel yolculuğunun tanığı olurken aynı zamanda yaşamın kendisiyle, toplumla ve dünyayla kurduğu diyalogun aracına dönüşür. Yaratıcı ifade, kişisel dönüşümle birlikte kolektif bir anlam yaratımına da alan açar.

Yani dışavurumcu sanat terapisi; psikolojik yaşama, toplumsal ve küresel meselelere varoluşsal bir tanıklık ve hayatla yaratıcı bir diyalog alanı sunar.

Sanat Temelli Psikolojik Danışmanlık Süreci Nasıldır?

Süreç, bireyin özgün ihtiyaçları doğrultusunda kişinin doğasına uygun biçimde ilerler. Seanslar sırasında konuşma temelli yaklaşımlara ek olarak, ihtiyaca uygun biçimde sanatın farklı alanları — resim, kolaj, yaratıcı yazı, şiir, dans/hareket, ses, müzik ve drama — sürece dâhil olur.

Hangi sanat diliyle ilerleneceği, danışanın ihtiyacına ve en rahat bağlantı kurduğu sanat disiplinine göre şekillenir. Süreçte sanatsal bir yetkinlik ya da deneyim kesinlikle beklenmez. Estetik bir kaygı bulunmaz; aksine “az beceri, yüksek duyarlılık” ilkesi benimsenir.

Önemli olan bir şeyin “iyi” ya da “doğru” yapılması değil, deneyimin ve ifadenin özgün var olma hâlidir. Sanat üretimi ya da yaratıcı eylem, süreç odaklı bir yaklaşımla “şimdi ve burada” olanın duyumsanmasına ve ifade edilmesine hizmet eder.

Üretilen sanat eserlerinin değerlendirmesi, yorumlanması ya da analizi danışman tarafından yapılmaz. Bu yolculukta, deneyimleyen kişinin eserle kurduğu diyalog ve sürecin kendisi ön plandadır. Danışmanın rolü, danışanın kendi deneyimine ve eserine dair içsel diyaloguna alan açmaktır; çünkü her çizginin, her rengin, her hareketin anlamını, onu deneyimleyen kişi kendi içinde keşfeder.

Böylece sanatın iyileştirici gücü, mükemmeliyet ve estetik kaygının ötesinde, saf bir ifade ve dönüşüm alanı yaratır.

Geçmişinizi anlamak ve bugünü iyileştirmek için psikodinamik yaklaşım sürecine başlayın.

Psikodinamik Yaklaşım nedir?

Psikodinamik yaklaşım, bireyin geçmişteki deneyimlerinin ve bilinçaltı süreçlerinin, bugünkü duygusal ve davranışsal sorunlar üzerindeki etkilerini anlamaya odaklanan bir yaklaşımdır. Freud'un psikanaliz teorisinden türetilmiştir ve kişinin içsel çatışmalarını, bilinçaltı süreçlerini ve ilişkilerini keşfetmeyi amaçlar.